2025 yılı iklim değişikliği mücadelesinde kritik bir yıl olarak öne çıkıyor. Bu kapsamda, İklim Değişikliği alanındaki gelişmeleri ve Türkiye’nin rolünü Egemen Mustafa Şener ile konuştuk.
Egemen Mustafa Şener: “Gelişmiş ülkelerin 2025 yılına kadar her yıl 100 milyar dolar iklim finansmanı sağlaması taahhüdünün güncellenmesi bekleniyor. Bu finansman, gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadeledeki en önemli destek kaynağı. COP29’un ana gündem maddesi de bu finansman müzakereleri olacak. Türkiye ise hem gelişmiş hem gelişmekte olan ülkeler arasında bir köprü rolü üstleniyor. Bu durum, Türkiye’nin uluslararası iklim diplomasisindeki önemini artırıyor.”
Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda yeşil dönüşüm için dış finansman ve teknoloji desteğine ciddi şekilde ihtiyaç duyulduğunu belirtmek gerekir. Bu hedef, Türkiye’nin enerji, sanayi ve ulaşım sektörlerinde kapsamlı dönüşüm projelerini hayata geçirmesini gerektiriyor. Yenilenebilir enerji payının 2053’te yüzde 69’a çıkarılması planlanıyor.
Bilim insanları ise 2025’in sıcaklık rekorları kırmaya devam edeceği konusunda uyarıyor. Eski NASA bilim adamı James Hansen, 2024 ve 2025 yıllarının sıcaklık açısından kıran kırana geçeceğini ve küresel ısınmanın hız kesmeden devam edeceğini açıkladı. Bu durum, iklim krizinin etkilerinin daha da şiddetleneceğine işaret ediyor.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nden Dr. Ümit Şahin de 2024’ün tarihin en sıcak yılı olacağını ve 2025’in de benzer şekilde sıcak geçeceğini belirtiyor. Küresel ısınmanın önümüzdeki yıllarda hızlanarak devam edeceğini, bunun daha sık ve şiddetli kuraklık, sıcak dalgaları, seller ve orman yangınlarına yol açacağını ifade ediyor. Ayrıca, 2025 yılında BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı’nın (COP30) “Amazon COP’u” olarak ormansızlaşma ve karbon yutaklarının korunmasının gündeminde olacağını aktarıyor.
Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadelede kararlılığını 2053 net sıfır emisyon hedefiyle ortaya koyarken, bu hedefe ulaşmak için uluslararası iş birliği, finansman ve teknoloji transferi kritik önemde olacak. Önümüzdeki yıllarda hem küresel hem de ulusal düzeyde iklim politikalarının ve uygulamalarının hız kazanması bekleniyor.

