Wroclaw şehrinin yakınlarındaki bir askeri eğitim sahasında, sıradan Polonya vatandaşları sıraya giriyor, silah teslim almayı ve nasıl ateş edeceklerini öğrenmeyi bekliyorlar.
“Mermi yüklendiğinde, silah ateşe hazırdır” diye bağırıyor onları eğiten yüzü kamuflajlı Polonyalı bir asker.
Polonya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve bölgedeki artan askeri tehditler nedeniyle savunma reflekslerini güçlendiriyor. Ülkede genç, yaşlı, kadın, erkek, aileler ve çocuklar, silahlı bir saldırı durumunda hayatta kalabilmek için askeri eğitimlere katılıyor. Cumartesi sabahları düzenlenen “Orduyla Eğitim” programında sivillere atış poligonunda silah kullanımı, göğüs göğüse muharebe, ilk yardım ve gaz maskesi kullanımı gibi temel savunma becerileri öğretiliyor. Programın koordinatörü Yüzbaşı Adam Sielicki, “Artık tehlikeli zamanlardayız, hazır olmamız gerekiyor. Rusya’dan bir askeri tehdit var ve buna hazırlanıyoruz,” diyerek talebin aşırı derecede arttığını belirtiyor.
Savunma Bütçesinde Rekor Artış
Polonya hükümeti, savunma harcamalarını 2025 yılında gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) %4,7’sine çıkararak NATO ülkeleri arasında en yüksek oranı hedefliyor. Bu oran, ülkenin askeri kapasitesini artırmak ve olası bir saldırıya karşı hazırlıklı olmak için ayrılan rekor bir bütçeyi temsil ediyor. Başbakan Donald Tusk, Polonya’nın “bölgedeki en güçlü orduyu” kurmayı hedeflediğini açıkladı. Varşova yönetimi, ABD, İsveç ve Güney Kore’den uçak, gemi, topçu sistemleri ve füzeler satın alarak askeri kapasitesini hızla artırıyor.
NATO ve ABD’ye Güven Azalıyor
ABD’nin Polonya’daki askeri varlığının geleceğine dair belirsizlikler ve Donald Trump’ın Avrupa’dan çekilme yönündeki açıklamaları, ülkede güvenlik endişelerini artırıyor. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth’in, ABD’nin Avrupa’daki askeri varlığının “sonsuza kadar süreceğinin” varsayılmaması gerektiği yönündeki açıklaması ve ABD’nin Polonya’nın doğusundaki önemli bir askeri üsten çekilmesi, Varşova’da huzursuzluğa yol açtı. Polonyalı yetkililer, ABD ile olan askeri bağların zayıflama ihtimaline karşı alternatif güvenlik ortaklıkları arayışına girdi.
Yeni Güvenlik Anlaşmaları: Fransa ve Birleşik Krallık
Polonya, güvenliğini güçlendirmek amacıyla Fransa ile karşılıklı askeri destek anlaşması imzaladı. Anlaşma, bir saldırı durumunda tarafların birbirine askeri destek vermesini öngörüyor ve nükleer caydırıcılık dahil birçok stratejik alanı kapsıyor. Ayrıca Birleşik Krallık ile 4 milyar sterlin değerinde bir hava savunma sistemi anlaşması yapıldı. Bu anlaşmalar, Polonya’nın Avrupa güvenlik mimarisi içinde daha bağımsız ve güçlü bir pozisyon hedeflediğini gösteriyor.
Toplumsal Tepki: Endişe, Hazırlık ve Göç Düşüncesi
Polonya’da askeri eğitimlere katılım artarken, kamuoyunda savaş korkusu ve güvenlik endişeleri de büyüyor. Son anketlere göre, Polonyalıların sadece %10,7’si savaş durumunda gönüllü olarak orduya katılacağını belirtirken, üçte biri ülkeyi terk etmeyi düşündüğünü söylüyor. Özellikle gençler arasında “savaşın yakın ama uzak hissettirdiği” ve “ülkede kalıp savaşmaya değer bir şey olmadığı” görüşleri öne çıkıyor.
Tarihin Gölgesinde Güçlenen Savunma
Polonya’nın askeri hazırlıklarının arkasında, ülkenin tarihsel deneyimleri de etkili. İkinci Dünya Savaşı’nda Sovyet ve Nazi işgali, Polonya toplumunda derin izler bıraktı. Bugün, yaşlı nesiller, “iyi silahlanmış bir ülke olmanın” önemini vurgularken, yeni nesil ise güvenlik endişeleriyle birlikte farklı tepkiler veriyor.
Polonya, Rusya’dan gelen askeri tehdit algısı, ABD’nin güvenlik garantilerindeki belirsizlik ve Avrupa’daki jeopolitik gelişmeler nedeniyle savunma kapasitesini hızla artırıyor. Sivil toplumda ise savaş korkusu ve hazırlıklar kadar, kaçma ve göç etme eğilimi de dikkat çekiyor. Ülkenin savunma politikası, tarihin gölgesinde şekillenirken, Polonya Avrupa’nın doğu kanadında caydırıcı bir güç olma yolunda ilerliyor
